Evsel Atıklar ve Karbon Ayak İzi

Farkında olmadan, her gün bireysel ve toplumsal ihtiyaçlarımızı karşılamak için ekolojik sistemin dengesinin bozuyoruz.

Günlük enerji tüketimimiz, kullandığımız araçlarla, doğrudan; tükettiğimiz ürünler ve bunların üretim süreçleriyle de dolaylı yoldan, sera gazı salınımına neden oluyoruz.

Peki nedir bu sera gazı? Sera gazı, Karbondioksit (Co2), metan gibi atmosferin ısınmasına neden olan gazlara verdiğimiz isimdir. Sıkça duyduğumuz “Karbon ayak izi” işte buradan geliyor. Bireysel tüketimimizden kaynaklanan bu gaz salınımları, yani bir nevi, birey olarak çevreye verdiğimiz zarar bizim “karbon ayak izimiz” olarak ölçülüyor.

Son zamanlarda daha çarpıcı şekilde gözlemlediğimiz ‘küresel ısınmanın’ en büyük nedeni sanayi olarak görülse de, bireysel tercihlerimizin etkisini küçümseyemeyiz. Bir ürün satın alırken, onun hammadde halinden, işlenip bize ulaşması ve sonrasında atık olarak; çöpe ya da geri dönüşüme gidene kadar olan aslında ürünün bütün ömrünü kapsayan süreci pek fazla düşünmüyoruz.
Dünyadaki tüm üretim, bizim taleplerimizin ve tüketimimizin etrafında geliştiğini düşünürsek, birey olarak alışkanlıklarımızı değiştirmek bizim için küçük ama dünya için kocaman bir adım atmak demek.

Türkiye’de yılda yaklaşık 6 milyon tondan fazla evsel atık çöpe gidiyor. Oysa bu atıkların 30% ‘u geri dönüştürülebilir organik atıklar. Dünya’da ise gıda atıkları karbon salınımının %8’ini temsil ediyor .
Geçtiğimiz yıllarda “Sıfır Atık” politikalarının artması, belediyelerin girişimleri ve toplum olarak geri dönüşüm farkındalığımızın artması gelecek için umut verici.

Peki evlerimizde neler oluyor? Evsel atıklarımızı azaltmanın yolu önce alışveriş tercihlerimizden, sonrasında da bu atıkları ne yaptığımızdan geçiyor.